30 Nisan 2016 Cumartesi

YAZ GELİYOR VE DEĞİŞİKLİK :) :) :)

Dün yakın arkadaşımla kuaföre gittik çok her zaman giden insanlar değildik kuaföre genelde kaş bıyık falan işte ... 28 yaşındayım saçımı hiç boyatmadım uçlarına ombre yaptırmaya karar verdim.... iş hayatı koşuşturma kızımla derken kendimi biraz ihmal ettim şımarıklığa ihtiyacım vardı ve yaptırdım  çok değişik ve güzel oldu yaz geliyor hanımlar saçlarınız çok uzunsa hep uzun kullanıyorsanız kestirin kısa ise uzatın renklerini değiştirin en azından uçlarına dokunsunlar değişiklik güzeldir kendimi şuan daha güzel ve iyi hissediyorum :)

29 Nisan 2016 Cuma

KIZIM BÜYÜYOR ANNE OLMAK ÇOK GÜZEL :) :)

BİZ YENİ NESİL ANNELER ARAŞTIRMACI VE DAHA AKLILAR :)

19 aylık bebek gelişimi – 19 aylık bebeğin gelişimi – 19 aylık bebek hareketleri neler yapar neleri yapabilir – 19 aylık bebek oyunları

Fiziksel Gelişim:
Bu dönemde küçüğünüzün hareket yeteneklerini test edip geliştirmeye devam ettiğini göreceksiniz. Geri geri ya da yan yan yürüyüş denemelerinden, merdivenleri inip çıkmaya çalışmaktan, yerlerde yuvarlanmaktan hoşlanır. Özellikle 21. ayın sonlarına doğru, sürekli gelişen fiziksel kapasitesi çocuğunuzun gittikçe daha bağımsız ve kendine güvenen bir birey haline gelmesini sağlayacaktır.
Onu kendi kendine güç denemeleri yapmaya çalışırken görebilirsiniz; sandalyeleri kaldırmaya, masayı itmeye ya da beşiğinden tırmanıp dışarı çıkmaya çalışabilir. Bebeğiniz için evde aldığınız güvenlik önlemlerini bir kez daha gözden geçirmenizde fayda vardır.
Çocuğunuz uzunca bir süredir elleriyle çeşitli objeleri kavrama, sıkma ve geri bırakma egzersizleri yapmaktaydı. Bu aylardan itibaren bu çalışmalarının sonuçlarını farketmeye başlarsınız. Tek eliyle bir kap tutarken öbür eliyle küçük objeleri bu kaba doldurup sonra kabı boşaltabilir. Eline aldığı bir kalemle çizim denemeleri yapmaya başlayabilir. Sadece çok basit ve fazla başarılı olmayan birkaç çizgi ya da daire çizse bile, bu çocuğunuz için aslında büyük bir gelişimdir. Çünkü basit bir çizgiyi oluşturmak bile çocuğunuzun kalemi kavrama ve tutma, el-göz koordinasyonunu kurma ve hayalgücünü kullanma yeteneklerini geliştirdiğinin bir göstergesidir.
Bu dönemde çocuklar yetişkinleri taklit etme eğiliminde oldukları için, büyük ihtimalle küçüğünüz ev içinde yaptığınız bütün aktiviteleri gözlemleyip, bu aktivitelere dahil olmak isteyecektir (Sizinle birlikte yatakları düzeltmek, elektrik süpürgesini kullanmak, çamaşırları makineye doldurmak, bulaşık makinesini boşaltmak gibi). Bu işleri şu an tek başına yapabilecek kapasitede değilse bile, sizi gözlemleyerek edindiği bilgileri ileride kullanmak üzere hafızasına kaydetmektedir. Böyle durumlarda onu, yapmakta zorlanmayacağı ufak tefek işlerle görevlendirebilirsiniz. Örneğin oyuncaklarını oyuncak kutusuna doldurmasını ya dakitapları raflara yerleştirmede size yardımcı olmasını isteyebilirsiniz.
Artık çocuğunuzun çiğneme yeteneği gelişmiş olsa bile, yine de yiyecekleri ona küçük lokmalar halinde vermeniz daha uygun olur. 20 aylık bir çocuk kaşık çatal tutarak kendi kendisini besleyebilir ancak çoğu elleriyle yemeyi tercih edecektir; bu şekilde işlerinin kolaylaştığının farkındadırlar.
Algısal ve Sosyal Gelişim:
Huysuzluk nöbetleri artarak devam edebilir.
Bu dönemde çocuğunuz hoşnutsuzluğunu, kızgınlığını ya da üzüntüsünü etrafındaki insanlara vurmak, bağırmak, tekme atmak gibi agresif davranışlarla dışa vurabilir. Özellikle yaşıtlarıyla biraradayken gözünüzü çocuğunuzdan ayırmayın.
Diğer çocuklara karşı saldırgan ve agresif davranışlar sergilemeye başladığı anda yanına gidip ona bu yaptığının doğru olmadığını anlatmaya çalışın; gerekiyorsa bir süre için onu bulunduğu ortamdan uzaklaştırın. Çocuğunuzun agresif ve saldırgan davranışlarına, ona ders vermek amacıyla bile olsa, aynı sertlikte karşılık vermeyin. Bu, çocuğunuzun, saldırgan ve agresif davranışların normal olduğuna inanmasından başka bir işe yaramayacaktır.
Pozitif Disiplin Yöntemleri:
Çocuğunuzu disipline etmek her zaman için onu cezalandırmak anlamına gelmez; en güzel disiplin yöntemi yanlışlarından yola çıkarak ona doğruları öğretmeye çalışmaktır. Müdahale etmenizi gerektirecek yanlış bir davranışıyla karşılaştığınızda hemen onu azarlama ya da cezalandırma yoluna gitmeyin. Bunun yerine, bu yanlış davranışından faydalanarak ona doğrusunu nasıl öğretebileceğinizi düşünün. Bu her zaman kolay bir durum olmayabilir; özellikle kızgın olduğunuz durumlarda çocuğunuzun hatalarına sabırla ve olumlu bir tutumla yaklaşmak zor olabilir ancak biraz sabır ve anlayış sonucunda çocuğunuzun size ve diğer insanlara karşı daha saygılı, daha sağlıklı iletişim kurabilen bir birey olarak yetişmeye başladığını göreceksiniz.
Uygulayabileceğiniz bazı pozitif yaklaşım yöntemleri:
• Çocuklar yetişkinleri gözlemleyip taklit eder. Bu yüzden eğer siz olumlu davranışlar gösterirseniz çocuğunuz da sizi örnek alacaktır. Onun “Lütfen”, “Teşekkür ederim” gibi sözcükleri kullanmasını istiyorsanız, öncelikle siz ona ve çevrenizdeki diğer insanlara karşı sık sık bu kelimeleri söyleyin.
• Çocuğunuz, onu azarladığınız ya da bağırıp çağırdığınız zamanlardan çok onunla sakin, saygılı bir tutumla konuştuğunuz zaman sizi dinlemeye eğilimlidir. Bu yüzden yanlış bir davranışı düzeltmeye çalışırken azarlamak ya da bağırmak yerine, sakin bir şekilde ve onunla göz kontağı kurarak doğruları ona anlatmaya çalışın.
• Olumsuz cümlelerden çok olumlu emir cümleleri kurmaya dikkat edin. Örneğin “Kediye vurma!” uyarısı yerine “Kediyi yavaşça okşa” diyerek ona kediyi nasıl sevmesi gerektiğini gösterebilirsiniz.
• Her zaman için olumlu davranışlarını takdir ettiğinizi belli edin ve bu tür davranışlarını sözlerinizle ve tavırlarınızla ödüllendirin.
Artık sizden uzaktayken, diğer insanların yanında daha rahat ve güvenli bir tutum sergilediğini, eskisi gibi ürküp ağlamadığını farkedebilirsiniz. Ayrıca yavaş yavaş diğer insanlarla ya da yaşıtlarıyla kendi eşyalarını (örneğin oyuncaklarını) paylaşma eğilimi başlayabilir. Etrafında başka insanların da olduğu, tüm evrenin sadece kendi varlığı üzerine kurulu olmadığı bilinci gelişmeye başlar.
Bu dönemde çocuğunuzda ısırma huyu başgösterebilir. Buna çok çeşitli faktörler sebep olabilir; gerçek sebebi anlamanız onu bu huydan vazgeçirmede önemli kolaylık sağlar. Bazı çocuklar sırf arkadaşını ısırdığında ne olacağını merak ettiği için bunu dener; bazıları kızgın, mutsuz olduklarında ya da ilgi çekmek istediklerinde duygularını bu şekilde dışa vurur; diş çıkaran çocuklar ise dişetlerindeki baskı ve kaşınma yüzünden ısırma eğiliminde olabilirler.
Oyun:
İçinde sürpriz barındıran her türlü oyun ve oyuncak (kutudan çıkan kuklalar, saklambaç oyunları gibi) bu dönemdeki çocukların hoşuna gidecektir. Ayrıca şu ana dek etrafında gördüğü ve ilgi göstermediği pek çok nesne ya da olay birdenbire onun için büyük bir yenilik, eğlenceli bir oyun aracı haline gelebilir. Plastik toplar, oyuncak arabalar, içi doldurulmuş bez hayvanlar ve bebekler, oyuncak müzikaletleri çocuğunuz en sevdiği oyuncakları arasında yer alacaktır. Ayrıca bu dönemLerde çocuğunuz kumda oyun oynamayı ya da toprağı kazmayı; salıncakta sallanmayı da sevecektir. Müzik ya da alkış sesi duyduğunda dansa benzer figürler yapmaya başlayabilir.
Eskiden çocuğunuzun oyunlarını hep siz yönetir, sürekli yanında olup tüm oyunlarına aktif olarak katılırdınız. Artık zaman zaman onun tekbaşına oyun oynaması için geri planda kalmayı deneyin, çouğunuzun kendini bir süre boyunca oyalayıp tekbaşına oyun oynayabildiğini farkedeceksiniz.
Aşılar:

Bebeğinizin 2 yaşına kadar olan tüm aşılarını tamamladıysanız, bundan sonraki ilk aşısı 4-6 yaş arasında olacaktır. 4-6 yaş arasında tekrarlanması gereken aşılar, Difteri-Tetanoz-Boğmaca-Çocuk Felci 4lü karma aşısı ve Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak aşısıdır.

28 Nisan 2016 Perşembe

KPSS

Merhaba arkadaşlar belki aranızda ilgilenenler vardır siz olmasanız da çocuğunuz, komşunuz ya da akrabalarınız herhangi biri kpss ye mutlaka girecektir aranızda ben gibi evli çocuklu koşuşturma bir hayatınız varsa ve özel sektörden kurutulmak istiyorsanız  . bu yıl farklı bir yok izleyeceğim benim Türkçem ve coğrafyam iyidir. zayıf noktam matematik ve tarihtir bildiğiniz üzere tarih ezbere dayalı sosyal medyadan küçük küçük notlu siteler sayfalar var kızımdan koşuşturmadan pek fırsat bulamasam da işe giderken serviste fırsat buldukça onları okuyorum en azından soruyu görünce anımsarım ve kitap okumaya çalışıyorum dün akşam uzun zaman ara verdiğim kitap okumaya tekrar başladım sevgili Doğan beyin Kaçak kitabını okuyorum o kadar yorgundum ki 10 sayfa sonra sızdım ama olsun  o kadar de yeter normalde 4 kez girdim genelde 65  yada 68 alıyorum zayıf noktaların üstüne gidersem en azından 75 alabilirim belki. 2 yıl önce girdiğim  zaman kızıma hamileydim ve son ayda idim alerji vardı tüm vücudumda   deli gibi kaşınıyordum o yıl 65 aldım  inşallah bu yıl çok daha güzel puanlar alırız ... Serkan hoca  var Bursalı  face de onu takip edebilirsiniz..... sizin de bu konuda bilginiz varsa yada bilgi alabileceğimiz site ve sayfalar varsa tavsiye ederseniz sevinirim ....


selamlar :)  :)

26 Nisan 2016 Salı

Kendini aşmis insan gülümser iyidir o caliskandir

Ve bol bol dua et bunlar sana güzellik olarak geri  dönecektir 😊☺

HASTANE ÇANTASINDA NELER OLMALI.........................

Benim 1,5 yaşında kızım var heyecan panik merak ve tecrübesizlik. her şey üst üste geliyor öncelikle şunu söyleyeyim sezaryen olacak arkadaşlar  sade neskafe koyun çantanıza  ve 2 tane  kupa en az 

Bebeğim için yaptığım hazırlıklar bitti derken kendimi de unutmadım tabi.Benim de hastanede birçok şeye ihtiyacım olacak.Kendim için de ayrı bir çanta hazırlamaya karar verdim.Almam gereken birkaç malzemeden sonra çantamı doldurmaya başladım.Doğum yapacak olan anne adaylarına bir örnek olabilir.Bakalım neler almışız çantamıza;
Nüfus cüzdanı 
Pike takımı
İkişer adet pijama takımı sabahlık 
Çorap ve terlik 
En az beş adet iç çamaşırı ve bir paket ped 
Emzirme sütyeni ve göğüs ucu pedi
Göğüs ucu yaraları için krem
Yelek veya hırka
Tarak diş macunu ve fırçası
Makyaj çantası 
Loğusa tacı
Eve dönüşe uygun birkaç giysi  :) :)


her şey güzel olacak ve  çok harika  bir anne olacaksınız ve merak etmeyin o kilolar gidecek :) :) zaman ve sabır :)

İYİLİK ,SELAMLAŞMAK, GÜLÜMSEMEK, DEĞİŞİM

İnsan ilişkiler zor ve meşe katlidir erken yaşlarım itibariyle erken dediysem çok da erken değil lise yıllarımdan itibaren bir tane öğretmenimden etkilenerek kitap okumaya başladım küçükken böyle bir alışkanlığım olmadı kazanamadım. Diksiyonum kötü olduğu için ve kötü bir aile ortamında yetiştiğim için öz güven ve iletişim sorunlarım vardı bunu aşmalıyım dedim. Doğan cüce loğlu ve Üstün Dökmenin hemen hemen bütün kitaplarını okudum halen de onları takip ederim. Yeni kitabı çıkıyor doğan beyin Dervişin Aklı sohbet tarzında bir kitap sanırım onuda okumak istiyorum. Şu sıralar kaçak kitabını okuyorum. Kızımdan çok fırsat bulamıyorum küçük bir kızım var 1,5 yaşında hareketli bir çocuk gece uykusuzluk çalışan anne olmak derken çok zaman ayıramıyorum kitap okumaya genelde annelik ve çocuk gelişimi ile ilgili şeyler okuyorum nette fırsat buldukça ofisimde nereden nereye geldi söylemem o dur ki insanları her şeyden çok anlamaya çalışın her ne kadar bunu yapamasak da yapmaya çalışalım daha az konuşup daha çok dinleyelim. İnsan ilişkileri kolaydır aslında büyüklerimizin dediği gibi huyuna git :)  ve egomuzu yok etmeliyiz.. sağlıklı egomuz olacak tabi ki fedakarlık ve insanları memnun ederken kendimiz arada ezilmeyelim. Ben bazen of diyorum. birisi de beni anlasın huyuma gitsin diyorum ama olmuyor insanlardan çok fazla şey beklemeyin ve asla asla sizin gibi düşünmesini beklemeyin yeni evliliklerde düğün aşamasında genelde iletişim çatışmaları yaşanır çünkü hepimiz farklı anne babalarla ve farklı kültür, farklı doğrularla büyüdük bize doğru gelen diğer bir kişiye yanlış gelebilir bakış açısı... buna da saygı duymalıyız. Her şeyden önce kendimizi sevmeliyiz ve insanlara karşı belirli bir mesafeli olmalıyız benim özgürlüğümün başladığı yerde senin özgürlüğün biter.  Tabiri caize fıcık fıcık olunca olmuyor sevdiğin için hayır diyemiyorsun karşı taraf da anlamadığı zaman sen kendini yer bitirirsin. Sıkı muhabbet tez ayrılık getirir.  Ve insanlara iyilik değil jest yapın..... ama asla beddua etmeyin ve size taş atana siz zeytin dalı uzatın... iyilikten daha güzel bir şey yok bir şekilde hayat bizi ödüllendiriyor....iyi olursak........ o yüzden buradan herkese bütün insanlara günaydın diyorum ve bol gülümseme yolluyorum............:) :) :) :) :) :) :) :) :)..... hayatta değiştirebileceğimiz tek şey biziz o yüzden değişime kendimizden başlayalım biz değişirsek her şey değişir :)..................

23 Nisan 2016 Cumartesi

23 NİSAN

Bu gün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı  dilerim ki bütün çoçuklar mutlu olsun ve çocukluklarını sonuna kadar yaşayabilsinler onların ve dünyanın geleceği barış ve sevgi dolu olsun. Kızıma bakınca çok daha iyi anlıyorum daha 1.5 yaşında onun için korkularım endişelerim var her annenin babanın olduğu gibi... 23 Nisanın tüm dünyada kutlanması ve geleneksel hale getirilmesi  beni çok mutlu etti. Bütün uçuklukların günü kutlu olsun ve çocukluklarını yaşayamayan ve hangi yaşa gelirsek gelelim içimizde bir çocuk vardır o çocuk ruhumuzu asla kaybetmeyelim ve günümüz kutlu olsun bütün çocukları çok seviyorummmmmm






KEFİR İLE ZAYIFLAMAK

Kefiri iş yerinde bir arkadaşımdan duydum daha önce hiç tüketmemiştim o bana maya verdi annemin köy sütünden mayaladım çok güzel oldu akşam eve gidince saat 19.00 da içiyorum iştahımı kesiyor ve bağırsaklarımı çalıştırıyor. Kilo vermeme de yardımcı olcak sarınırım 1 haftadır yapıyorum gelişmeleri yazarım ....Araştırmalarım da bu durumu onayladı. Düzenli olarak tüketmek çok önemli .....



Zayıflatan lezzet
Sık sık diyet yapan bireylerde tek tip besine dayalı bir beslenme sistemi ve aşırı kalori kısıtlamaları bağırsak florasını olumsuz yönde etkileyerek kabızlık şikayetlerini artırabilir. Kullanılan bağırsak çalıştırıcı çaylar bağırsak sistemini çalıştırıyor gibi görünse de daha tembelleştirir. Çünkü bağırsak yapısında yaşayan ve bağırsak sağlığından sorumlu bu bakteriler zamanla ortamdan atılır ve kabızlık şikayetleriniz bir poşet laksatif çayla azalırken bir süre sonra bir bardakta dört beş poşet tüketirseniz ancak çalışmaya başlar. Bu durum uzun vadede faydalı bakterilerin azalması ve vitamin (B gurubu vitaminler), mineral (demir, kalsiyum, sodyum, potasyum gibi) eksikliklerinin yaşanmasına neden olacaktır. İşte bu noktada uygulanan tüm zayıflama diyetlerinde günlük süt-yoğurt tüketim miktarının 100-200 ml’si kefirle sağlanması bağışıklık sisteminizi ve sindirim sisteminizi olumsuz yönde etkileyebilecek bu şikayetlerden sizi uzak tutacaktır. Kefir, Kafkas Türkleri tarafından Orta Asya’da 2 bin yıl önce keşfedilen, sindirim sistemi ve bağışıklık sistemi üzerinde bir olumlu etkilere sahip içecektir. Yapılan bir çalışma sağlıklı kilo aralığında bulunan kişilerin bağırsak yapısında yer alan probiyotiklerin şişman bireylere oranla daha fazla olduğunu bildirmektedir. Bu durum düzenli bağırsak faaliyetlerinin kilo koruyucu olduğunu göstermektedir. Bağırsak florası üzerindeki olumlu etkilerinin devamlılığı açısından kefirin hergün düzenli olarak tüketilmesini öneririm.

ERKEKLERİ TANIMAK İÇİN SORULAR

1.Gelecekle ilgili beklentin nedir geleceğe dair planların nelerdir ?
Eğer bu soruya ev almak istiyorum veya  hayalimdeki işi kurmak istiyorum diyorsa bu kişi olgundur akıllıdır geleceğini düşünen ve parayı kullanmasını bilir.



2.Ailenle aran nasıldır? ailenle vakit geçirmeyi seviyor musun?


ailesiyle güzel vakit geçiren ve onlara değer veren erkek iyidir eşine çocuğuna da değer verir o evde oda değer görmüştür ki ne görürsek onu uyguluyoruz ailemizden yetişme biçimimiz önemli yalnız ailesiyle iyi ilişkileri olmak başka onların her dediğini yapmak onların yönlendirmesiyle hareket etmek başka toplumumuzda dendiği gibi ana kuzusu olmamalı kendi fikirleri kendi kararlarını kendi verebilmeli her şeyden önce kişiliği oturmuş olmalı ilerde sorun yaşamamak adına herkesin yerinin kalbinde ayrı olduğunu bilmeli. Eğer ailesinin her dediğini yapan yada onlara hayır diyemeyen birisiyse bu iş olmaz ve sıkıntılı ........... evliliğiniz zehir olur ki zaten birbirini seven ve anlaşan insanlar genelde arkadaşlar ya da üçüncü kişiler yüzünden kavga eder senin arkadaşın benim arkadaşım seni,n ailen benim ailen ve işin içinden çıkılmaz hal alır. Aile iletişimi koordinasyon önemliii....



3.En çok hangi arkadaşınla iyi anlaşıyorsun ve onla neler yapıyorsun?  :) Atalarımızın da dediği gibi arkadaşını söyle ben sana kim olduğunu söyleyeyim. Yakın arkadaşı mutlaka erkek olmalı kusura bakmasın erkekler kimsenin fatma yada ayşe diye kankası olamaz erkek adamın erkek kankası olur.


4. Bana karşı neler hissediyorsun? Ortak ya da zıt yönelimlerimizin neler olacağını düşünüyorsun?
daha çok karakterinizden bahsederse  yüz güzelliğinin geçici olduğunun farkındadır :)





Son olarak siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?










22 Nisan 2016 Cuma

ERKEKLER VE KADINLAR ARASINDAKİ FARKLAR

Ben ilk aşkımla evlendim inşallah son aşkım olur dolayısıyla erkekleri tanımıyordum her şeyi onda gördüm, Ve hep erkeklerin daha güçlü daha akıllı daha daha.... ve biz kadınlar gibi düşündüklerini sanır ve bunu beklerdim. Erkeklerle kadınların tamamen farkı olduğunu ve ona göre davranmam gerektiğini yaptığım araştırmada gayet iyi anladım :)


1Farklılıklar daha beşikte başlıyor. Psikologların yaptığı klinik araştırmalara göre, bebekler ortalıkta gezinip oyalanırken, kız bebekler zamanlarının çoğunu çevrelerini gözlemleyerek geçiriyorlar
.2- Erkeklerin beyni. Kadınlarınkinden 200 gram daha ağır, hemen sevinmeyin beyler, bunun zekayla hiçbir alakası yok. Einstein, Anatole France, Paul Broca gibi dehaların beyni ölçülmüş ve 1000 ile 2000 gram arasında değişen ağırlıklarla karşılaşılmış; sonuç olarak, ağırlığın entellektüel kapasiteyle hiçbir bağı kurulamamış.3- Kız çocuklar. Erkeklerden daha erken konuşuyor.
4- Koku alma duyusu. Kadınlarda daha gelişkin (yaklaşık %20’yi bulan bir fark söz konusu;) özellikle de mantrüasyon dönemlerinde östrojenin etkisiyle daha da artıyor bu. Parfüm yaratıcalarının % 80’inin erkek olması da işin tuhaf tarafı.
5- Depresyona giren kadınların sayısı. Erkeklerin iki katı! Östrojenin, kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan seratoninin salgılanmasında önemli bir rolü olduğu düşünülüyor. 6- Erkekler kadınların sözünü kesmekten çekinmiyorlar. Bir tartışmadaki “söz kesme” lerin % 96’sı onlardan geliyor
.7- Kadınların kulağı. Erkeklerden daha keskin. Kanıt mı istiyorsunuz: Bir şarkıyı doğru söylemede erkeklerden altı kat daha başarılılar
.8- 15 - 24 yaşları arasında erkekler. Aynı yaşlardaki kadınlardan altı kat daha fazla ölümcül şekilde düşünüyor, dört kat daha fazla trafik kazası geçiriyor, üç kat daha fazla intihar ediyorlar.
9- Aslında başlangıçta hepimiz kadınız. Erkek bebeklerin cinsel gelişimi ancak cenin altıncı haftasındayken başlıyor. Adem’in kaburga kemiği efsanesine inanlanlar bakalım bunu nasıl açıklayacak.?
10- Erkeklerin % 48’si horluyor. Kadınlarda ise bu oran % 22.
11- Kadınlar taleplerini doğrudan açıklamayı değil. Bir uzlaşma noktası bulunana kadar tartışmayı tercih ediyorlar. Amerikalı dilbilimci Deborah Tannen’nin araştırmalarına göre, erkekler bunu tamamen anlaşılmaz buluyor ve tahammül edemekleri böyle bir tartışmayı, tamamen tek taraflı bir çözüm bularak noktalıyorlar. Üstelik kendilerinden beklenenin bu olduğuna inanarak yapıyorlkar bunu. Halbuki bu tavır kadınları çıldırtıyor.
12- Erkek çocuklar kız çocuklardan daha yaratıcı. Bu, oyuncak üreticilerinin gözlemi. Erkek çocuklar bir oyuncağa farklı işlevler yüklerken, kız çocuklar daha bildik oynama biçimlerine rağbet ediyorlar.
13- Östrojen hormonu eklemleri yumuşatıyor. Bu yüzden kadınların eklemleri erkeklerinkinden çok daha esnek; özellikle adet ve hamilelik dönemlerinde.
14- Kadınlar erkeklerden üç kat fazla. Telefon ediyor ve konuşmaları daha uzun sürüyor. Kadınların bir telefon konuşması ortalama yirmi dakika sürerken, erkekler için bu süre sadece altı dakika.
15- Erkekler hiç de sanıldığı kadar. Dayanıklı değiller. Kanıtı doğada: Düşükle sonuçlanan gebeliklerin çoğu erkek embriyolarının başına geliyor. Öyle ki, kızlar için bu sayı sadece 100 iken, 130 ila 150 erkek cenin düşüyor ve bunlardan yalnızca 105’i dünyaya gelebiliyor. 20 yaşına gelmiş 100 kıza karşılık 98 erkek var dünyada. 65 yaşlarında ise bu erkeklerden sadece %40’ı hayatta kalabiliyor. 
16- Genetik olarak erkek. Kadından %10 oranında daha uzun ve daha ağır olmak üzere programlanmış.
17- Erkeklerde akciğerlerin kapasitesi. % 20 ve kalbin pompaladığı kanın debisi %15 oranında kadınlardan fazla.
18- Yapılan araştırmalar. Aile bütçelerinini % 68’nin kadınlar tarafından idare edildiğini gösteriyor.
19- Kadınlar umumi tuvaletlerde. En az 153 sn kalıyorlar, erkekler için bu süre 113 sn. İşte kadınlar tuvaletininin önünde her zaman daha uzun kuyruklar olmasının nedeni!
20- Kızlar, büyüme sürecini. Erkeklerden daha erken tamamlıyorlar. Adet görmeye başladıktan sonra gelişmelerini aşağı yukarı tamamlamış oluyorlar. Erkeklerin büyümesi ise 18 yaşına kadar devam ediyor.
21- İşte kadınların geveze olduğu mitine. Son verecek bir açıklama: dilbilimcilere göre erkekler kesinlikle kadınlardan daha kolay ve daha uzun konuşuyorlar; özellikle topluluk önünde. Üstelik dinlemek yerine konuşmayı tercih ediyorlar.
22- Migren hastalarının. Dörtte üçü kadın.
23- Pensilvanya Üniversitesi’nin. Yaptığı bir araştırmaya göre, kadınlar yüz ifadelerini yorumlamakta daha usta. Utanç, korku, tiksinme gibi ondan fazla duyguyu insanların yüzünden okuyabiliyorlar. Erkeklerin yüze bakarak seçebildiğği tek duygu, tiksinme.!
24- Kadın erkekten daha uzun ömürlü. Bununla birlikte cildi daha çabuk yaşlanıyor. Bunun sorumlusu erkeğinkinden daha ince, dolayısı ile daha hassas olan epiderm tabakası!
25- Disleksiye, erkeklerde kadınlardan, üç kat daha fazla rastlanıyor.
26- Kadınlar alkole karşı daha duyarlı. Çünkü alkolün etkisini azaltan enzim kadında erkektekine göre daha az etkin.
27- Beynin de bir cinsiyeti var. Her iki cinsiyette beynin işleyişini inceleyen araştırmacıların vardığı sonuç bu. Erkeklerde beynin iki yarımküresinin fonksiyonları birbirinden kesin olarak ayrılmış. Bu durum bir takım avantajlar sağlıyor. En çarpıcısı, üç boyutlugörebilme yeteneği, bu sayede yol haritalarını kadınlardan çok daha kolay çözebiliyorlar. Kadınlarda iki yarımküre arasındaki iletişim çok daha sıkı. Sonuç: kadınlar dille ilgili konularda daha yetkin.!
28- Kadınlr evhamlı mı? Doğrusunu isterseniz, sağlık için erkeklerden %20 daha çok para harcıyorlar. Daha sık rahatsızlanıyorlar ama yakalandıkları hastalıklar daha hafif olanları.
29- Erkeklerin gözü. Farklı ışıkları daha kolay seçiyor.30- Solaklık erkek çocuklarda. Daha sık görülüyor. Sağ elle yazanlar sol ellerini kullamakta kızlardan çok daha becerikli. Sebep: erkeklerde beynin sağ yarımküresi kadınlarınkinden daha üstün.
31- “İdealinizdeki partner”. Konulu ankette ortaya çıkan sonuç şöyle: Erkeklerin %22.2’si dış görünümü önemsiyor. Kadınlarda ise bu oran %11.9
32- Erkekler, erkeklik hormonu. Testerojen yüzünden kel kalıyor. Kadınlarda dökülen saçların yerine yenileri daha kolay çıkıyor.
33- Genellikle kadınlarda. Sağ göz ve kulak daha hassas, erkeklerde de tam tersi. Beynin azizliği işte.34- Temizlik kavramı, kız çocuklarda. Daha erken gelişiyor. Beş yaşında hala çişini tutamayan çocuklardan %90’ı erkek.
35- Kızlar okulda daha başarılı. Ama matematik konusunda altın madalya erkeklerin. Bu konuda Amerika’da yapılan bir araştırma, matematik alanında üstün yetenekli 416 çocuk arasında kızlarının oranının %12’ye karşı 1 olduğunu ortaya koyuyor.
36- Erkeklerin %68’i. Kadınların ise %50’si aşkın devam etmesinde erotizmin önemli olduğunu savunuyor.
37- Otistik çocukların cinsiyetine göre. Dağılımı; dört erkeğe bir kız.
38- Kadınlar tatlıyı erkekler ise tuzluyu. Daha çok seviyorlar.
39- Fetişizm neredeyse. Tamamen erkeklere özgü bir özellik.
40- Erkek orgazmı lokal ve kısa. Kadınınki ise bütün vücuda yayılmış ve uzun oluyor. Üstelik, ardından bir dinlenme döneminin gelmesi gerekmiyor. Her an yeniden başlayabiliyor kadınlarda orgazm. Tabii partnerinde hal kalmışsa.!
41- Kadınların dokunma duyusu. Erkeklerinki ne göre kesinlikle çok daha gelişmiş. Öyle ki, Amerika’da yapılan bir deneyde kadınların en duyarsız olanı erkeklerin en duyarlısına belirgin bir fark atmış.
42- Kadınlar yabancı dil öğrenmede. Erkeklerden daha başarılı. Bu da onların dil yeteneklerinin bir parçası.
43- İsviçreli dilbilimci Edith Slembek’in. Vardığı sonuç şöyle: Kadınlar erkeklerin iki misli “eğer” beş misli “belki” ya da “biraz” türü sınırlayıcı sözcük kulanıyorlar. Buna göre bir de üç kez daha fazla sormalarını, cümlelerini “değil mi?” ile bitirmelerini ve özür dilemelerini cümlelerini bitirmemelerini ekleyin. Ortaya çıkan sonuç şöyle: “Şey, özür dilerim, ama belki, yani eğer bu sizi fazla yormazsa, bana kahveyi uzatabilir misiniz.? ya da ...”Kadınların konuşmalarının genellikle tereddütlü ve dolayısıyla önemsiz sayılmasını yadırgamamak gerek.
44- Ipsos’un yaptığı yeni bir araştırmaya göre. Geceleri kadınlar erkeklerden çok daha sık uyanıyor (%29’a karşı %44) ve daha çok kabus görüyorlar (%15’e karşı %22)
.45- Transseksüalite, erkeklerde. Kadınlardan dört – beş kat daha fazla görülüyor.46- Mevsime bağlı depresyonlara. Mesela güneş ışınlarının azalmasından kaynaklanan kıuş depresyonuna yakalananların %85’i kadın.
47-Erkek çocuklar kız çocuklardan. Daha acımasız ve kötülüğe meyilli oluyorlar. Alfred Binet Merkezi psikiyatrlarından Colette Chiland’ın yaptığı araştırmaya göre bu oran bir kız çocuğa karşı onbeş erkek çocuk.!
48- Ev işleri hemen hemen tümüyle. Kadınların eline bakıyor olsa bile. Meslek sahibi kadınların %96’sı çamaşır yıkıyor. %100’ü dikiş dikiyor, %86’si temizlik yapıyor, %79’u çocukların bakımını üstleniyor. Sosyolog François de Singly bunuşöyle açıklıyor. “Evde iktidarını yitirmemiş erkek, ev işlerini aşağılayıcı buluyor.” Yine de %93’ü ufak tefek işlerin ucundan tutuyor
.49- Kız çocuklarının el becerileri. Erkeklerinkinden daha gelişmiş.50- İki haksızlık bir arada. Erkekler sadece daha az yağ hücresine sahip olmakta kalmıyorlar (vücut ağırlıklarının sadece %11’i, kadınlarda bu oran %22), üstüne üstlük daha çok miktarda kalori yakıyorlar.
51- Son dünya kupası finalinde. Kadınlar, yoplam 45 milyon televizyon izleyicisinin %45’ini oluşturuyordu. Statlarda bu oran %20’ydi.
52- Kız bebekler erkeklerden daha erken, yürüyor. Genellikle 11-12 aylıkken. Erkekler ise 12, hatta 14. aya kadar bekliyorlar yürümek için.
53- Diş çürüğü, kadınlarda, erkeklerden daha fazla görülür.
54- İki cinsin karar verme biçimleri, de taban tabana zıt. Erkek kestirip atarken kadın yakınlarına danışmayı seçiyor. Ama sosyolog François de Signy’ye göre, yavaş yavaş erkeklerde kararlarını o kadar hızlı ve net ortaya koyuamamaya başladı. Karar verme modası kadınlar lehine değişmekte. 
55-Psikatrik tedavi görmek üzer4e, hastaneye yatan erkekler, kadınların yaklaşık ik misli.
56-Fransa’da bir yüzyılı deviren yedi kadına karşı bir erkek var.
57-Seksolog Nadine Grafeille’e göre, sevişirken her cins kendi erojen bölgelerine göre davranıyor. Kadın erkeğin bütün vücudun okşuyor, çünkü kendisine yapılmasını istediği bu. Öte yandan erkek cinsel organa yoğunlaşıyor çünkü o daha doğrudan bir uyarılma için bunu tercih ediyor.
58-14-15 yaşlarındaki kızların, %53’ü, erkeklerinser %27’si kitaplarla ilginiyor. Kızlar aşk romanlarını severken erkeklerin tercihi macera ve bilimkurgudan yana
59- Erkeklerde intihar girişimi, kadınlarınkinde üç kat daha fazla başarıya ulaşıyor.
60- Kız öğrencilerden çok daha ılımlı, bir dersten başarısız oldukları zaman nerede hata yaptıklarını görmek için kendilerin sorguluyorlar. Halbuki erkeklerin bu durumda tavrı çalışmaktan tamamen vazgeçmek oluyor.
61- Kan dolaşımı bozuklukları, genellikle kaıdnlarda görülüyor. Östrojen hormonu damarları daha geçirgen ve daha güçsüz kılıyor. Bu yüzden varisler genellikle hamilelik sırasında ortaya çıkıyor.
62-Öteden beri sigara içen erkekler, sigara içen kadınlardan daha çok, (Erkeklerin %42’sine karşılık kadınların %30’u). Ama sigara tiryakiliği günümüzde yavaş yavaş “dişi” bir özellik kazanmaya başladı. Sigara içen erkek sayısı düşerken (-%2) kadınlarda %20’lik bir artış görülüyor.
63- Erkek bebeklerin ilk aylarda, kız bebeklerden daha çok uykuya ihtiyacı oluyor.ama altı aydan sonra işler tersine dönüyor ve hayatın geri kalan kısmında kadınlar erkkelerden ortalama günde bir saat daha fazla uykuya ihtiyaç duyuyorlar. Yani sabah keyifleriniz sizin en doğal hakkınız, huzur içinde uyuyabilirsiniz.
64- Dilbilimci Deborah Tannen’e göre, bir kadın konuşurken “evet” derse bunun tek anlamıo, karşısındakini dinlemekte olduğu. Halbuki erkekler aynı sözcüğü, söyleneni onaylamak amacıyla kulanıyorlar. Yanlış anlamalara dikkat. 
65- Erkeklerin %67.6’sı zaman zaman mastürbasyon yaptıklarını söylüyorlar. Kadınlarda ise bunu itiraf edenlerin sayısı %22
66- Kısmi felç geçirdikten sonra konuşma güçlüğü çeken kadınların sayısı erkeklerden çok daha az. Bu, daha önce sözünü ettiğimiz, beynin iki yarısı arasındaki sıkı iletişimin yarattığı avantajlardan biri. Beyinlerin felçten etkilenmemiş yarısıyla kolayca konuşmayı öğreniyorlar. Halbuki erkeklerde, konuşma yetisi tamamen beynin sol yarısını ilgilendiriyor.
67- AIDS’e yakalananlardan altısı erkek, biri ise kadın
68- Erkekler kırmızıyı sever! İki cinsten maviyle kırmızı arasında bir seçim yapmalarını isteyen anketin sonucu bu. Kadınların çoğu ise maviye oy vermiş.
69- Kadınların %59’u erkeklerin de %41’i aynada uzun uzun kendilerin bakmayı seviyorlar. Ama içeride gördükleri birbirinden hayli farklı. Amerika’da yapılan bir ankete göre, erkeklerin %68’i kendilerini çıplak olarak beğeniyor, kadınlarda bu oran sadece %22. erkek egosunu yıkmak güç.!
70- Kızların okul hayatı erkeklerinkinden daha başarılı geçiyor. Psikolog Bianca Zazzo’ya göre kolay konsantre olmaları. Ayrıca erkekler akıllarına ilk geleni uygularken, kızlar adın atmadan önce düşünüyor. Sonuç: Sene kaybetmeden liseye geçen her 100 her erkeğe karşı 126 kız öğrenci var. Gel gelelim, üniversitelerin seçkin bölümlerinde kızlar azınlıkta. Sizce de ilginç değil mi.?
71- Kadınların büyümesi erkeklerinkinden daha alejik. Örneğin, on deri hastasının sekisi kadın.
72- Kızlar erkeklerden yaklaşık üç yıl erken buluğ çağına giriyorlar ve bu dönem onlarda daha kısa sürüyor.
73- Erkek bebekler, doğum kilosu, kızlarınkinden çok daha fazla. Üstelik boyları da daha uzun.
74- Kemik erimesine yakalanların, %90’ı kadın. Bu da normal çünkü hastalık östrojen hormonuyla doğrudan ilgili.
75- Erkekler kadınlardan agresif oluyorlar, hem de iki yaşından itibaren. Anlaşılan bu da testosronla ilgili.!
76- Kadınların %62’si erkeklerin ise %42’si uyku sorunu çekiyor. Ayrıca kadınlar daha fazla uyku hapı kulanıyor(%23’e karşı %41).
77- Seksologlara göre, iki cinsin cinsel sorunlardan anladıkları tamamen farklı, erkek, kenfi vücudunu bir makine gibi görüyor ve özellikle bir parçası komutlara uymadığı zaman seksoloğa başvurup tamir edilmesini istiyor. Kadın için ise sorun daha çok ”çift”’i ilgilendiriyor; o genellikle partnerinin kendisinden beklentilerini anlayıp buna ugun davranmaya çalışıyor.
78- Kadınların fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüz olduğu doğru olsa da –ki bu bazı sportif faaliyetlerde onlar için dezavantaj oluyor- dayanıklılık, azim gerektiren alanlarda da onlar önde. Manche’ı yüzerek geçmek gibi.
79- Daha beşikten itibaren, kızların erkeklerden çok daha fazla sayıda giysisi oluyor. 17-24 yaşları arasında kızların gardrobunda fazladan yaklaşık 44 parça oluyor. Ama bu fark zamanla azalıyor, erkekler yaşlandıkça kılık kıyafete çok daha düşkün oluyorlar. 75 yaşına geldiğinde ise hiç fark kalmıyor erkeklerle kadınların gardrobu arasında.
80- Kadınlarda damar sertliğine daha fazla rastlanıyor. Bu, kan damarlarını yumuşak tutan ve karaciğeri kolesterol birikiminden kurtaran östrojen hormonunun sağladığı bir avantaj. Bu, aynı zamanda neden erkeklerin iki kez daha fazla kalp krizi geçirdiğini de açıklıyor.
81- Kadınlar acıya karşı erkeklerden daha duyarlı ama daha uzun süre dayanabiliyor acıya.
82- Romatizma kadınları daha çok etkileyen bir hastalık
83- Kadınlar daha uzun yaşıyor, Kadınların ortalama ömrü 80.6 yıl; erkekler için bu süre 72.3 yıl. Ve ara gittikçe açılıyor. İki yüzyıl önce iki cinsin hayat süresi aşağı yukarı eşitti. “28 yıl“
84- Erkeklerin cinsel fantezileri daha çok vücut veya vüudun belli bölümleri üzerine. Kadınlar ise daha çok kendilerini bir baştan çıkarma senaryosunun içinde hayal ediy
85- “Karşı cinste sizi en çok çeken nedir?” sorusuna kadınların %45’i “gözler” diye yanıt vermiş.(erkeklerde bu oran %19). Erkeklerin %31’i için ise en önemli kriter göğüsler.
86- Sosyal bir ortamda kadınlar tarafından ortaya atılan sohbet konuları, gerek sayısı gerekse alanları bakımından çok daha çeşitli. Kısacası kadınlar sohbette çok daha yaratıcılar. Halbuki erkekler sohbetlerde üç konuyla sınırlılar. İş, politika ve spor.
87- On boşanma vakasından yedisinde talep kadından geliyor.
88- Kadınlar duygularla aklı birbirine karıştırıyorlar. Bunun sorunmlusu, iki yarısında da heyacanlara yer veren beyinleri. Halbuki erkeklerde duygular yalnızca beynin sağ tarafına bağlı. Dille ilgili bölüm ise sol tarafta. İşte erkeklerin, duygularını bir türlü dile getirememelerinin açıklaması.
89- Erkek çocuklar okumayı daha geç söküyorlar. 
90- Kadınalar strese karşı daha dayanıklı, daha az adrenalin salgılıyor ve tansiyonları daha az yükseliyor. Bunun sebebi tarihe yatıyor. Atalarımızın hayatlarını sürdürmeleri, hatta hayatta kalmaları, erkeklerin rakiplerine ve av hayvanlarına karşı sürekli tetikte ce çevik olmasına bağlıydı. Günümüzde, erkekler kaslarından çok daha beyinleriyle çalışıyorlar, bununlar birlikte refleksleri değişmedi. Sonuç: Erkekler çok daha sık ülsere yakalanıyorlar.
orlar.
91- Kadınlar konuşmalarında daha sık “ben” diyorlar. Erkeklerin tercihi ise saha çok “gizli özne” den yana.
92- Mahkumların onda dokuzu erkek.
93- Sessolog Nadine Grafeille’e göre, toplumun ikicinse yüklediği cinsel baskı da taban tabana zıt. Erkek sürekli istekli, kadınsa her zaman arzulanır olmak zorunda.
94- Heteroseksüel olsun, homoseksüel olsun erkeklerin kadınlardan daha çok sayıda seks partneri var.
95- Bir kadın uyuşturucu bağılmısına karşı 4-5 erkek vardır.
96- Kekemelerin çoğu, (beşte dördü) erkek.
97- Amerikalı dilblimci Deborah Tanne’in gözlemlerine göre, konuşlamarı kadınlar başlatıp sürdürüyorlar ama kontrol yine erkeklerin elinde. Onaylayan sesler çıkararak ilgilendiklerini belirtebildikleri gibi tam tersine sessiz kalarak da kadının konuyu değiştirmesini sağlayabiliyor.
98- Ipsos’ûn araştırmasına göre, erkeklerin %47’si sevişmek için günün geç saatlerini, yani geceleri; kadınların %47’side sabah saatlerini tercih ediyorlar. Gel de doğumların azalmasına şaşır.
99- Kadınlar daha çok gülümsüyor ve konuşurken karşılarındakinin gözünün içine bakıyorlar. Erkekler ise genellikle bakışlarını kaçırıyorlar.
100- Hangi trafik sigorta şirketine sorarsanız sorun, yanıt aynı olacaktır. Kadınlar direksiyon başında erkeklere göre çok daha tehlikesiz. Soförlerin %30’unu oluşturuyorlar ama kazaların yalnızca %14’üne neden oluyorlar.


SİZCE KADIN VE ERKEKLER ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NELERDİR VE BİRBİRİMİZİ DAHA KOLAY NASIL ANLARIZ?


21 Nisan 2016 Perşembe

20 Nisan 2016 Çarşamba

DOKTOR HAYAT - KİŞİSEL BLOG: KİŞİSEL BLOG YAZARLIĞI VE KARİYER

DOKTOR HAYAT - KİŞİSEL BLOG: KİŞİSEL BLOG YAZARLIĞI VE KARİYER: Özellikle son yıllarda pek çok kişi kendi kişisel blog sitelerini açsa da ortada mevcut olan pek çok kişisel bloglara baktığımızd...

GÜNAYDIN VE GÜLÜMSEMEK :)

Uyanın hadi  günaydın deyin sevdiklerinize sabah önce siz evden çıkıyorsanız kalkın öpücük kondurun uyuyan eşinize, çocuğunuza, kardeşinize sevdiklerinize uykudan kalkınca sinirli olunmaz esas dinlendiğimiz için neşeli ve enerjik oluruz gülümseyin ki etrafınıza güzel enerjiler verin. Gülümsemenin parasal değeri yoktur vermedikçe alınmaz gülümseyin :) :)

BİSİKLET

Eşim ne zamandır  bisiklet alacağım deyip duruyordu sonunda kafasına koyduğunu yapmış  dün almış ben borcumuz var almayalım diyordum ama taksit ile almış kızımla çok güzel bir gün geçirmiş gezmişler parka gitmişler ve artık babaannesine bisikletle götürüyor kızımı. Yakıt ile amorti edeceğimizi düşündüm. Ayrıca kızım ve eşim için çok zevkli artı eşim göbeğini eritecek inşallah. Ben de öğrenmeyi çok istiyorum küçükken babam öğretirken düştüm ve kolum çıkmıştı. o gün bu gündür bisiklete binmem ki öğreten de olmadı eşim öğreteceğim dedi inşallah bende profesyonel bir bisikletçi olurum kızımla gezerim :) :) bisikleti herkese tavsiye ederim benzin derdi yok ve artı bedava spor :) :) özellikle bahar ve yaz aylarında selamlar :)

19 Nisan 2016 Salı

SİZ NE YAPARSANIZ YAPIN SİZİ ELEŞTİRENLER HEP OLACAKTIR....

Aileniz sizi okuttu büyüttü  ve evlendiniz sizi mutlaka iş arkadaşlarınız aileniz ve eşinizin ailesi eleştirecektir. Evlendiniz mutlaka önce yemeğe bizi çağırsın yok bizi çağırmadı yok lezzetli değil, efendim çorba biraz daha piş meliydi. Çeşit azdı  falan fıstık. çalış başarılı iş kadını ol bakımlı ol artı evin de tertemiz ve düzenli olsun bunun hepsini aynı anda isterler. hoop aradan geçti bir yıl ve hamilesin bu süreç biraz zevkli geçer herkes karnınla ilgilenir. 9 ay geçer bebek olur evde herkes mutlu ama sen içinden ne duygularla gezersin ortalıkta baş ağrısı dikiş ağrısı ve bu çocuğa bakamam korkusu herkes çok mutlu ve bebeği severler sen kalabalıkta yalnızsın aslında yalnız kalmak istersin ama kimseye bir şey diyemezsin  yanlış anlamasınlar diye dikiş acısı ve baş ağrısını çekerken gülümsersin  yatmayı ve kendi işini kendin yapma gibi huyun varsa da  duramazsın kalkarsın işini yaparsın kahvaltı hazırlarsın kimseye de yardım et diyemezsin hatta gıcık olduğun bazı tipler sana yardım etmediği halde ses çıkardın kahvaltı hazırlarken ben uyuyordum diye tepki gösterir çok zor bir süreç ama hep geçici bir süreç diye sabır sabır dersin ama insanlar senin sabır ettiğini görmezler kendi içinde yaptığın o fedakarlıkları fark etmezler ve sen normalmiş sin diye davranırlar sana çocukla ilgili eleştiriler yaparlar. senin kilona yorum yaparlar sen dikiş acım geçsin dersin onlar göbeğin gitsin bakımlı ol kendini bırakma der....... bır bır bır dır dır dır

İNSANLARA İYİLİK DEĞİL JEST YAPIN

Ne kadar fedakarlık yapsanız yapın bir gün yapmasaydın kendinizden ne kadar fazla ödün verirseniz o kadar fazla üzülürsünüz. önce kendinizi sevin kendinizi düşünün kendinize yatırım yapın  maddi  manevi  güçlü olun ki  sevdiklerinize de faydanız olur ancak gerekmedikçe özel günler yada ihtiyacı olmaksızın birisine bir şey yapmayın eğer birisine her gün çiçek alırsanız  o kişi bu duruma alışır ve artık bu durumdan mutlu olmaz ve siz yapmak zorundaymışsınız gibi bir his verir size bir insanla çok sıkı fıkı olursanız ve o kişiye fazla taviz verirseniz ki bu kişi kim olursa olsun ister en yakınınız isterse bir arkadaşınız o kişi artık sizin hayatınıza müdahale etmeye başlar sizde bazı haklar görür ve siz ona hayır diyemez konuma gelirsiniz. Eğer mesafeli olursanız ilişkiler saygılı ve planlı olur ki özellikle biz bayanlar hepimiz çalışıyoruz bizim için çok zor birilerine fazla zaman ayırmak ........... atalarımız dediği gibi fazla muhabbet tez ayrılık getirir....

18 Nisan 2016 Pazartesi

ANNELER GÜNÜ

Ve anneler günü geliyor. Annelik  dünyanın en güzel duygusu anne olunca anladım annelerimiz çok kıymetlidir. maddi durumunuza    göre etrafınızdaki annelere hediyeler alın, yemeğe, kahvaltıya götürün  onları..  özel hissettirin kendilerini ,onlar karşılıksız fedakarlık yapan kanatsız meleklerdir. Onlar kırılgan naiftir hiç bir şey istemem derler ama olsun onlara hediyeler alın gururunu okşayın. Onlara paranız yoksa o sabah kahvaltıyı siz hazırlayın o gün ona hiç bir iş yaptırmayın o gün ona özel olduğunu hissetsin. Sarılın onlara doya doya sevdiğinizi söyleyin :) .........

16 Nisan 2016 Cumartesi

EVLİLİK

Evlilik ; klasik olacak biraz ama ben evlenmeyi asla ve asla düşünmezdim lise yıllarında  ve üniversite yıllarında kimseyi yanıma yaklaştırmazdım tabiri caizse erkek Fatma idim . Öğrencilik hayatımda yazları çalışır kışın okula giderdim evliliğe karşı soğuk olmamam da babam ve annemin de payının küçük olduğunu söyleyemem fazlasıyla büyüktü. Neyse ki üniversiteden mezun oldum.  İçimde hep yaradır lise mezuniyetimde ailem yoktu üniversite mezuniyetimde de zor bela ablamı getirdim arkadaşımın anne baba ve halası gelmiştir. Üzücü bir durum tabi ki... Mezun oldum resepsiyonist olarak bir apart otelde işe başladım ve turizmciyim. Düşündüm taşındım turizmde iş  12 iş yok  düzenli 12 ay çalışacağım bir  iş bulmalıyım diye nitekim sezon sonu ayrıldım otelden. Yakın arkadaşımla Turkcell e başvurdum satış temsilcisi olarak  olsun dedim 12 ay iş 1 ay deneme süresi verdiler bu arada şimdiki değildi o zamanlar   biraz yakın geçmiş 2008 yılında deneme süresinde ssk yapmadılar iş görüşmeleri mülakatlar hava 1500 tabi ben bayilerden bahsediyorum Turkcelin kendisi öyle değildi. 3 yıl burada çalışınca asgari ücret ama geç saatlerde çıkmak misafir insan ilişkileri " soyguncusunuz siz! benim faturam yüksek geldi vb. ayrıca yönetim baskısı iletişim danışmanlığına yükselmiştim ama hala maaşım yükselmemişti bi sürü haksızlıklar. Oradan öfkeyle ayrıldım . Bir kuyumcunun ön muhasebesine başlamıştım, Üniversitede muhasebe de görmüştük. Orada 6 ay çalıştım kendilerinin Atatürk düşmanı olduğunu öğrendiğim zaman o arada eşimle tanıştım ama arkadaştık . Daha sonra  büyük bir acente olan Tui yi kullanarak dolandırıldım tui iş görüşmesine gideceğim derken  farklı yollara gitmekten son anda kurtuldum çok şükür . Telefon numaramı değiştim altı ay boyunca soran psikolojik sorunlar korkmalar dönüp dönüp arkama bakmalar falan. Yine  eski çalıştığım küçük otele ön büro sorumlusu olarak geri döndüm... güzel para kazanıyordum. askere giden iki kardeşime  her ay para gönderiyordum onlara telefon alıp yolluyordum onlar askerdeyken de arabayı ben kullanıyordum. Eşim ile tanıştık  o sıralar eşim çok alkol alan ve  çok borcu olan bir kişiydi nasıldı bende anlamadım ona aşık olmadım aslında onu sevmedim de durumuna üzülüyordum normal şartlarda o kadar alkol ve borca bir hafta sonra  bırakırdım onu bırakmadım mücadele ettim o sıralar beni çok üzdü nasıl oldu anlamadım ama beni o kadar üzmesine rağmen 6 ay sonra sözlendik daha sonra 9 aylık iken nişanlandık  5 ay sonra yüzük attım çünkü benim limitim bitmişti... eşim  bırakmadı neyse öyle böyle evlilik dair 3 yılı devirince artık ben bitmiştim ve  boşanmaya karar vermiştim.  Ve çok ciddiydim eşim alkolü azalttı ve evliliğimiz değerini anladı şu an çok mutluyuz ve 1 buçuk yaşında kızımız var  söylemem şudur ki mutluluk kolay elde edilmiyor inişler çıkışlar üzüntüler olabilir aşk emek ister mücadele sonrası emek sonrası  evlilik tadından yenmez çünkü artık tamamen yoğrulmuştur her şey ...........evlilik güzeldir düzenli hayattır sıcak yuvadır anne olmaktır baba olmaktır..........

14 Nisan 2016 Perşembe

yürüyerek kolay kilo vermek

yaptığım araştırmalara göre

haftada 25 km yürüyerek ve yediklerimize dikkat ederek rahat ve kolay bir şekilde kilo verebiliriz ben haftada 15 km falan yürüyorum hedefim 30 km ye çıkmak  kilo veriyorum ve formda kalmama da yardımcı oluyor
Yürüyüş yapmanın yararları
. Kalp ve akciğerlerin çalışma verimi arttırır.
. Fazla yağların yakılmasına yardımcı olur.
. Dinlenirken bile kilo vermeyi sağlayacak şekilde metabolizma hızınızı arttırır.
. Yeme isteğinin (İştahın) kontrol edilmesine yardımcı olur.
. Enerji verir.
. Stresten uzaklaşmaya yardımcı olur.
. Yaşlanmayı geciktirir.
. Kandaki kolesterol seviyesini azaltır.
. Yüksek tansiyonu düşürür.
. Şeker hastalığını kontrol etmeye ve önlemeye yardımcı olur.
. Göğüs, Prostat ve mide-barsak gibi bazı kanser türlerine karşı riski azaltır.
. Kalp krizi ve Felç gibi rahatsızlıklar için yardımcı rehabilitasyonu sağlar.
. Bağırsakların çalışmasını düzenler.
. Uyku düzenine yardımcı olur.
. Bacak ve kalça bölgesindeki kasların güçlenmesine yardımcı olur.
. Kemik güçlenmesini sağladığı gibi yaşlı kadınların kaderi gibi gözüken kemik erimesi riskini azaltır.
. Hareketsizliğe ya da kireçlenmeye bağlı olarak ortaya çıkan eklem sertliğini azaltır.

İNSANLAR HATA YAPAR VE HER İNSAN

Hata yapabiliriz  eğer hiç hata yapmasaydık  ve 4*4 olsaydık makine olurduk insan değil. Hata yapmayı ondan ders çıkarmayı hatalarımı kabullenip özür dilemeyi ve bir hata sonrası konuşup sevdiğim kişinin yada insanların için çok daha güzel görmeyi ve hataların tartışmaların ilişkileri ve insan karakterlerini güçlendirdiğini biliyorum. Robot gibi  rutin işler yapan makine gibi saatli yapan her şeyin a şu saat benim spor saatim şu saat  duş almam lazım her şeyi planlı programlı robot gibi yani bu şekilde arkadaşlarım ya da  çevremdeki insanlar beni sıkar insan her gün bir makine gibi programla namaz bazen çok çalışır bazen az bazen her şeyi bırakır uyur her pazartesi spor yapmak zorunda değilsin onun yerine Çarşamba yaparsın salı yaparsın melasa günler çuvala girmedi ya rahat ve özgür yaşamak lazım bu hayatı  geçen bir saniyeyi bile geri getiremiyoruz. kendinizi sevin insanları sevin pozitif olun pozitif olmak için sebebi bulamıyor musunuz? Nefes alıyorsunuz ve bunu 24 saat sürekli yaptığınız için onun varlığından ve değerinden habersizsiniz o zaman ağzınızı ve burnunuzu kapatın kaç dakika durabilirsiniz acaba ? Ya da göre biliyorsunuz sevdiklerinizi yavrunuzu dağı güneşi çiçekleri kumu gözünüze bez bağlayıp bırakın sokağa çıkmayı 1 saat evde öyle yaşamayı deneyin sahip olduklarınızın kıymetini bilin ve gülümseyin........... hata yapmaktan  korkmayın iyi insan ve vicdanlı insan olmaya çalışın gerisi hallolur....... :) :) :)

12 Nisan 2016 Salı

ÇOCUĞUMUN SİGARA İÇTİĞİNİ ÖĞRENDİM NE YAPMALIYIM :(

ANNE BABA OLMAK ÇOK ZOR ONLARIN KENDİLERİNE ZARAR  VERMESİNİ ASLA İSTEMEYİZ ANCAK BU DURUM AŞILMAYACAK BİR DURUM DEĞİL SAKİN OLUP ONLA DOĞRU İLETİŞİME GEÇMELİYİZ.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gençler arasında sigara tüketimi önemli bir halk sağlığı sorunu olarak tanımlanmaktadır. Sigara tüketiminin hızla erken yaşlara kadar düştüğü günümüzde ailelere büyük sorumluluklar düşmektedir. Özellikle ebeveylerin sigara tüketmesi, çocukların sigaraya başlama eğilimini büyük ölçüde etkilemektedir.
Hiçbir anne ve baba çocuğunun sigara içmesini istemez. Bu nedenle ailelerin çocukları ile doğru iletişime geçerek sigaranın tehlikelerini erken yaşlarda öğretmesi gerekir.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sigaraya başlama yaşı hızla düşmektedir. Yapılan araştırmalara göre gençlerin sigaraya %25,7 sinin 13 yaş ve altında başladığı, %43,6 sının 13-16 yaş aralığında başladığı, %25,7 si ise 16 yaş üstünde başladığı ortaya çıkmıştır.

Gençler Sigaraya Neden Başlar?

Düzenli olarak sigara kullanan bireylerin birçoğu bu alışkanlığına 18 yaşından önce başladığını biliyoruz. Peki gençler neden sigaraya başlar? Ve neden sigaraya başlama yaşı gitgide düşer? Bu soruların çeşitli sebepleri vardır. Aile, çevre ve psikolojik faktörler gençlerin erken yaşlarda sigaraya başlamasına neden olur.

Sigara içen gençlerin bir çoğunun başta ailesi olmak üzere çevresindeki kişilerin sigara içmesinden etkilenip sigaraya başladıklarını biliyor muydunuz?

Ergen yaşlarda bireylerin, çevresine olan tutumu da sigaraya başlama eğiliminin diğer bir sebebidir. Yani sigaraya başlayan genç yasaklara karşı çıkmanın, bağımsızlık duygusunun ve büyümüş olmayı kanıtlamanın bir yolu olarak sigarayı görmektedir.

Ailesinden yeteri desteği, ilgi ve sevgiyi görmeyen gençlerde sigaraya başlama riski oldukça fazladır.

Gençlerin sigaraya başlama nedenlerinden biri de yakın arkadaşının veya arkadaş grubunun sigara içmesidir. Gençler sigaraya en çok yakın arkadaşlarının sigara ikramı ve ısrarları ile başlamaktadır. En iyi arkadaşının sigara kullanması, gencin sigara içme riskini 3-4 kat arttırmaktadır. Sigara kullanan biriyseniz bir düşünün çoğunuz ‘arkadaş kurbanı oldum’ diyeceksiniz.

Sigarayla İnce Kalınmaz

Gençlerin bir kısmı da kilo almamak ve ince kalmak için sigaraya başlar. Bu durum daha çok kız çocuklarında görülür. Gelişme çağında olan kızlar, kilo kontrolünü sigara içerek sağlayabilecekleri düşüncesi ile sigaraya başlar. Nikotinin iştah kesici özelliği sebebiyle sigaraya yönelen gençlerin, sağlıklı ve dengeli beslenemediği için gelişimi de yeterli olmamaktadır.

Anne ve Babaların Yapması Gerekenler

• Çocuğunuzun sigaraya başlamaması ya da kullanmaya başlamışsa vazgeçirmek için ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bazı kurallar var. Öncelikle, anne ve babanın sigara kullanmaması gerekir. Çünkü çocuğun ilk olarak aileyi model aldığı gerçeğini unutmamak gerekir.
• Çocuğunuzla iletişiminizi her zaman açık tutun. Ebeveyn ile çocuk arasındaki iletişim ne kadar iyi olursa çocuğunuzun sizi dinlemesi ve güvenmesi de bir o kadar iyi olacaktır.
• Kesinle ‘sigara içme’ demeyin. Sigara içmesini istemediğinizi söyleyin. Çünkü yasakların gençler üzerinde olumsuz etkileri olabiliyor.
• Çocuğunuza sigara kullanma hakkında neler düşündüğünü sorun.  Sigara kullanıyorsa, neden başladığını öğrenin.
• Erken yaşlardan itibaren çocuğunuza sigaranın zararlarını anlatmaya başlayın. Onlara sigara içenlerin yakalandığı hastalıkları anlatın ve örnekler verin. Bu şekilde sigaranın gerçeklerini görmesini sağlayın.
• Çocuğunuzla bolca vakit geçirin. Birlikte yapacağınız aktiviteler ve konuşmalar çocuğunuzu tanımanıza neden olacağı gibi arkadaş çevresini de öğrenmenize neden olacaktır.
• Arkadaşları ile nasıl vakit geçirdiğini öğrenin. Arkadaş çevresinde sigara içenlerin olup olmadığını öğrenin.
• Medyanın etkisini kullanın. Televizyonlarda sigara kullanmanın ne denli zararlı olduğunu gösteren reklam kampanyaları ve kamu spotlarını izlemesini sağlayın.
• Sigara tüketimin maddi zararlarını gösterin. Sigaraya verilen paralarla neler alınabileceğini anlatın.

anne baba olmak büyütmek ve onlarla büyümek


34 Aylık Bebek: Ona Rüşvet Vermeli misiniz?
‘’Ellerini yıkadığın için sana 1 yıldız vereceğim, yemeğini yiyince sana çikolata alacağım’’. Bu ve benzeri motivasyon güdülerini kullanmak bazen faydalı olabilir. Ama bazen!! Eğer ödülü onun için ulaşılması gereken tek amaç gibi kullanıyor ve 34 aylık bebeğin temel iç güdülenmesine aşırı müdahil oluyorsanız, rüşvetler uzun vadede size zarar getirebilir.
Çocuğun bazı şeyleri yapılması gerektiği için yapmaya çalışması en doğal olanıdır. Dişini fırçalaması sağlıklı dişlere sahip olmak için önemlidir, yıldız çıkartma almak için değil.
Çocuğunuza yaptıklarının nedenlerini tam olarak anlatmaya çalışın. Bu şekilde onun doğal neden-sonuç mekanizmasını güçlendirebilirsiniz. Ayrıca bazen Amerikalı meşhur çocuk doktoru Dr.Harvey Karp’ın ‘’ikinci kapı’’ formulünü deneyebilirsiniz. 34 aylık çocuğunuzun en sevdiği oyuncağına ya da hayali arkadaşına ‘’Melih bugün hiç ağlamadan banyo yaptı, ne mutlu bize’’ diyebilirsiniz. Çocuğunuz iyi bir şeyi başardığını ve karşılığında övgü aldığını anlayacaktır.
Çevreci Çocuk
3 yaşında bir çocuk çevreci olur mu? Green Peace’ e katılmak onun için şimdilik biraz uzak bir senaryo; ama çocuğunuz bir çevre dostu olabilir. Yediği muzun kabuğunu yere atmaması gerektiğini, aynı poşetleri tekrar kullandığınızı ona anlatın. Herkes bir şeyleri ortalığa atarsa çevrenin kirleneceğini anlatın. Çevre kirlenince de ‘’köpekler ve kedilerin evleri pis olacaktır’’ diyebilirsiniz. Bu şekilde hem çevreye saygılı bir birey yaratmanın zevkini hem de empati yetenekleri gelişen bir bebek sahibi olmanın gururunu yaşarsınız.
Alt Islatma
5 – 6 yaşına kadar çocukların geceleri alt ıslatma sorunu yaşayabildikleri görülmektedir. Özellikle ırsi nedenlerle alt ıslatma sık görülmektedir. Çocuğunuzu suçlayıcı ve azarlayıcı ifadeler kullanmaktan çekinin.
Yatmadan önce onu tuvalete götürerek idrar torbasını boşaltmasını bekleyebilirsiniz, (onu zorlamayın)
Yatmadan önce ona çok fazla sıvı vermeyebilirsiniz,
Gün içinde çocuğunuz çok meşgulken tuvalete gitmeyi unutabilir,
Birden altını çok ıslatmaya başlayan kız çocuklarda idrar yolu hastalığı olup olmadığına bakılabilir,
Yatağının altına çabucak değiştirilebilecek bir ped ya da her markette bulunan hasta altı bezlerinden sererseniz gecenin bir yarısında daha az yorgunluk yaşarsınız,
Yaptığından utanmış çocuğunuza böyle kazaların olabileceğini ve anne baba olarak onun hep yanında olduğunuzu hem söyleyin hem de mimiklerinize oturtun bu duyguları.
Yönlendirme
Babası bir futbolcu olan bir çocuğun daha fazla spor aktivitesi izleme; annesi bir bankacı olan bir kız çocuğununsa kredi kartlarına ilgi duyması olasıdır. Çünkü günlük aktivitelerimiz çocuk üzerinde yönlendirici olmaktadır. Ancak çocuğun mümkün olduğunca farklı meslekleri tanımaya ve kendi yolunu kendisinin çizmeye hakkı vardır. Farkına varmadan çocuklarımızın geleceklerini çok net çizgilerle çizmek doğru bir davranış değil. Bu yaşta bir erkek çocuğu erkek gibi yetiştirilmek zorunda da değil. Ona etek giydirmeyi tabii ki düşünmezsiniz; ama ona sürekli erkeklerle oynamasını telkin etmeyi bırakın. Çocuklar kendi gelişim eğrilerine aşırı müdahale edilmesinden hoşlanmazlar. Birkaç yıl sonra o kendi yolunu çizmiş ve zaten kızlardan biraz uzak duran boyuta geçmiş olacaktır.
Herşeyi isteyen çocuk
Markete çocuğunuzla her gidişinizde gittikçe artan bir faturaya sahip olmanız ihtimal dahilindedir. Eğer her istediğini alıyorsanız ona iyilik değil belki de iyi niyetli bir kötülük yaptığınızı bilmelisiniz. Dünya sınırsız değil ve çocuklarımız da bu atmosferde yaşıyor. 34 aylık bebek bunu bilmez ve her şeyin alınabileceğini düşünür; çünkü almanın müthiş bir şey olduğunu düşünür. Siz küçüklüğünüzde sahip olmadıklarınızı çocuğunuza alarak onu değil, kendinizi tatmin etmiş olursunuz.
İmkanlarınız ölçüsünde çocukların sahip olmak istediklerine ulaşmalarını sağlamak güzel bir duygudur. Ama bunun kesinlikle sınırı olmalıdır. Bir süre sonra hep ‘’daha çok’’ cümlesini duyabilirsiniz. Daha çok oyuncak istiyorum ,daha çok çikolata istiyorum gibi.. ‘’Hayır’’ dediğinizde mutlaka nedeni de belirtin. Belki ‘’senin buna benzer bir oyuncağın var bu oyuncağı da başka bir bebek almak ister’’ diyebilirsiniz. Ayrıca ona almak kadar, vermenin de güzelliklerini gösterin. Eskimiş kıyafetlerinizi bir yerlere bağışlarken yaşadığınız mutluluğu onun görmesini sağlayın.
Bilgi Hapı
Son yıllarda anne ve çocuk arasındaki en büyük mücadele alanlarından biri yemek masası oldu. Anne yedirmek ve daha çok yedirmek ister, bebekse yeter artık diyerek sorun çıkarır. İspanyol Çocuk Doktoru, ‘’Çocuğum Yemek Yemiyor’’adlı kitabında çocukları yiyebileceklerinden daha çok olana yönelterek onlara işkence ettiğimizi savunuyor. Çoğu zaman anne çocuğun yememesini kendi psikolojik kaygılarıyla çakıştırır. ’’Benim bin bir zahmetle, bir sürü para harcayarak yaptığım yemeği yemedi’’der. İnanın çocuğun reddi kişisel değil. Doktoru kilosunda sorun yok diyorsa, şu takıntılarınızdan kurtulun artık.